E-Takip Taleplerinin Oluşturulması ile İlgili Kitap Yayınlandı | |
| |  | Bilgi İşlem
Dairesi Başkanlığı
ve
Ankara
Barosu Başkanlığı
Ortak Çalışması |  |
|
| | E-Takip Taleplerinin Oluşturulması Kitabı'nın Tamamı için Tıklayınız |
|
| | Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkan Vekili Ali KAYA'nın Kitap için Yazdığı Önsöz | |
| | Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre herkesin adil yargılanma hakkı vardır. Adil yargılanma hakkının önemli bir unsuru, davaların makul bir süre içinde hakkaniyete uygun bir biçimde sonuçlandırılmasıdır. Bütün bunların yerine getirilmesi, yargının yeterli teknik donanıma sahip olmasıyla mümkündür. Adalet Bakanlığı, yargı hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesi, uluslararası standartlarda bu hizmetin verilebilmesi için, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP)’ni uygulamaya koymuştur. UYAP, Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük adliyeler başta olmak üzere Aydın, Yozgat, Zonguldak, Bartın, Gebze, Sinop, Zile, Akşehir, Karaman, Burhaniye, Kızılcahamam ve Ayaş adliyelerinde, Ankara, Trabzon, Konya ve Zonguldak Bölge İdare mahkemelerinde uygulanmaya başlanmıştır. 2005 yılı sonuna kadar ağır ceza merkezlerinin büyük çoğunluğunun işletime alınması hedeflenmektedir. Bu birimlerde hazırlık evraklarının kaydından, iddianameyle dava açılmasına, açılan davaların ve icra takiplerinin, dengeli ve adil bir biçimde mahkemelere ve icra dairelerini tevzisine, mahkemelerce tensip yapılmasından, duruşmaların icrasına, gerekli müzekkerelerin yazılmasına ve takip edilmesine, karar vermesine, temyize gönderilmesine, kesinleştikten sonra infaz edilmesine, icra takibine, tüm harçların makbuzlarının kesilmesine, defter tutulması ve kasa takip işlemleri, ..vb bütün işlemler UYAP üzerinden yapılabilmektedir. UYAP, kamu kesiminde kurulacak diğer bilgisayar ağlarıyla bütünleşerek bilgi ve belge akışının en kısa zamanda gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. Bir davada gerekli olan bir belgenin ilgili dairesinden getirtilmesi için uzun süreler beklenmemesi, bu yüzden duruşmaların ertelenmemesi, kararların kısa zamanda verilebilmesi hedeflenmektedir. Örneğin; artık yazılımın uygulandığı pilot bölgelerde, MERNİS ve Adli Sicil Veritabanları ile sağlanan bütünleşme (entegrasyon) sayesinde nüfus kaydı ya da sabıka kaydı örneği, birkaç saniye içinde mahkeme önüne getirilebilmektedir. Bunun dışında: · Soruşturma ve yargılama aşamasında yargılama usulüne ilişkin hataları en aza indirecek karar destek sistemleri geliştirilmiştir. · UYAP kapsamında, dava açma, dilekçe verme, dosya inceleme, icra takibi, harç yatırma, temyiz gibi işlemler avukatlarca bürolarından elektronik ortamda yapılabilecektir. · UYAP Avukat Bilgi Sistemi sayesinde, avukatlar bürolarından sisteme güvenli bir şekilde erişebilecek ve elektronik ortamda dava dosyalarını inceleyebilecek, işlemlerini yapabilecek, harç ve dava masraflarını elektronik ortamda yatırabilecektir. · Eylül 2005 itibariyle test ve pilot birimlerde off line e-takip sayısı 150.000’i aşarak mevcut takiplerin üçte birine ulaşmıştır. İcra daireleri saatler süren kasa işlemlerini, günler süren dosya ve kasa devir işlemlerini birkaç dakikada yapabilecek duruma gelmiştir. Şu an hizmetinize sunulan off-line e-takipin amacı; icra dairelerinde avukatların iş sürecini hızlandırmak ve on line e-takibe geçiş aşamasına kullanıcıları hazırlamaktır. E-takip programının hazırlanmasında Ankara Barosu Bilişim Grubunun büyük katkısı olmuştur. Bu kapsamda Baro Başkanımız Vedat Ahsen COŞAR Beyefendiye ve Ankara Barosu Bilişim Kurulu Başkanı Sayın Avukat Özgür ERALP ve Başkan Yardımcısı Avukat Çagatay CENGİZ bey ve diğer Bilişim Kurulu üyelerine teşekkür eder, Projenin tüm hukuk camiasına faydalı olmasını temenni ederim.
Ali KAYA
Hâkim
Adalet Bakanlığı |
| | Ankara Barosu Başkanı Av.V.Ahsen COŞAR'ın Kitap için Yazdığı Önsöz |
| | The Wall Street Journal’ın, sadece analitik fütüristlerin değil, yönetim filozoflarının da ilki ve hatta en iyisi olarak tanıttığı, Avusturya asıllı Amerikalı yönetim filozofu Peter F.Drucker, okuyucularına ‘geleceğin bir tarihi’ değil, ‘şimdiki zamana bir bakış’ olarak takdim ettiği Kapitalist Ötesi Toplum isimli özgün eserinde şöyle diyor : “150 yıllık bir dönem içinde, yani 1750’den 1900’e kadar, kapitalizmle teknoloji dünyayı fethetmiş, bir dünya uygarlığı yaratmışlardır. Kapitalizm de, teknik yenilikler de aslında yeni bir şey değildir. Her ikisi de Batıda ve Doğuda yüzyıllardır tekrarlanan olgulardır. Yeni olan bunların yayılış hızı, kültürleri, sınıfları, coğrafi uzaklıkları aşıp dünyanın her yanına yayılabilmeleridir. Kapitalizmi, Kapitalizm’e, yani bir sisteme çeviren bu hız ve kapsam olmuştur. Teknik ilerlemeleri, Sanayi Devrimi’ne çeviren de budur. Bu değişimi güden şey, bilginin anlamında ve işlevinde yer alan köklü değişikliktir. Hem Batıda ve hem de Doğuda, bilgi her zaman için var olmaya uygulanan bir şey iken, bu gelişmelerle birlikte ve birdenbire, varolmak yerine, yapmaya uygulanan bir şey haline gelmiştir. Bir kaynak, bir alet olmuştur. Başlangıçtaki yüzyıl boyunca bilgi, aletlere, süreçlere, ürünlere uygulanmıştır. Sanayi Devrimini, Marx’ın ‘yabancılaştırma/dışarı itme’ dediği şeyi, yani sınıfları, sınıf savaşını ve komünizmi yaratan budur. 1880’den başlayıp İkinci Dünya Savaşı ile sona eren dönemde, yani ikinci aşamada, bilgi artık yeni anlamıyla, işlere uygulanmaya başlamıştır. Bundan ortaya Prodüktivite/Verimlilik Devrimi çıkmış, 75 yıl içinde proleterleri orta sınıf burjuvalar haline getirmiş, ellerine üst sınıflarınkine yakın bir gelir geçmesini sağlamıştır. Prodüktivite Devrimi böylelikle sınıflar savaşını ve komünizmi yenmiştir. Son aşama İkinci Dünya Savaşından sonra başlamış ve bilgi bilgiye uygulanır olmuştur. Bu dönem Yönetim Devrimi aşamasıdır. Bu aşamadan sonra bilgi artık son hızla, üretimin tek faktörü haline gelmiş, sermayeyi de, emeği de bir kenara itmiştir. Bugün bizim toplumumuza bilgi toplumu demek için zaman henüz erkendir, böyle bir iddiada bulunmak küstahlık bile sayılabilir. Zira, şu ana kadar elimizde yalnızca bilgi ekonomisi vardır. Ama toplumumuzun kapitalist ötesi bir toplum olduğu kesindir.”
Drucker’in 1750’den başlayıp günümüze kadar olan değişimi özetlediği bu süreç, aynı zamanda servet kazanma biçimleri ile güç sistemlerinin nasıl değiştiğinin ve geliştiğinin de bir hikayesidir. Bu hikayenin bize gösterdiği gerçek, günümüzün iş dünyasında, en başta ekonomik sistemler olmak üzere, diğer bütün sistemlerin ‘bilgi tabanı’ üzerine oturması, bütün iş girişimlerinin, sosyal olarak yapılandırılmış olan bilgi kaynağının varoluşuna dayanmasıdır.
Marx maddesel temelin öncelikli olduğunu ileri sürmek suretiyle Hegel’i iflas ettirmişti. Günümüzün servet yaratma modeli de Marx’ı iflas ettirerek Hegel’in intikamını alıyor. Öyle ki, Marxistler için donanım her zaman için yazılımdan daha önemli olmuştur. Oysa şimdi bilgisayar teknolojisi tüm dünyaya bunun tersinin geçerliliğini, ekonomiyi güden şeyin bilgi olduğunu, bilgiyi güden şeyin ekonomi olmadığını öğretiyor. Bu da Drucker’in hikayesinin bize öğrettiği diğer bir gerçek.
Hemen ifade etmek gerekir ki, diğer başka pek çok şey gibi, bilgi de bugün geldiği yere pek öyle kolay gelmemiştir. Tarihin ender noktalarında, bilginin ilerlemesi eski engelleri aşmayı başarması ile mümkün olmuştur. Engelleri aşmayı sağlayan bu atakların en önemlileri, düşünmek ve iletişim kurmak için mors alfabesi, ideogram, alfabe, sıfır sayısı ve günümüzde bilgisayar olmak üzere yeni araç ve gereçlerin icat edilmeleri olmuştur.
Bugün tarihin o ender noktalarından birini değil, ünlem işaretlerinden birini yaşıyoruz. İnsan bilgisinin tüm yapısı esaslı bir biçimde değişirken, eski engeller de birer birer yıkılıyor. Günümüzün şirketleri, kuruluşları, devletleri ve tüm ekonomileri kendilerini yeniden yapılandırırken, bilginin ve bilgiyi aktarmak için kullanılan işaret ve sembollerin üretimi ve dağıtımı da yeniden yapılandırılıyor. Bu amaçla yeni bilgi ağları yaratılıyor, kavramlar birbirine bağlanıyor, yeni dillere, yeni şifrelere, mantıklara dayalı yeni varsayımlar, kuramlar, modeller, yazılımlar, imgeler, simgeler geliştiriliyor. Şirketler, kuruluşlar, hükümetler, bireyler gelmiş geçmiş kuşakların hepsinden daha fazla bilgiyi biriktiriyor ve depoluyor. Daha da önemlisi, enformasyon haline getirebilmek için veriler birbirleriyle daha çeşitli, daha değişik biçimlerle ilişkilendiriliyor, onlara içerik kazandırılıyor ve bu suretle enformasyon kitleleri daha geniş modeller halinde birleştiriliyor.
İşte ! Kısaca UYAP diye isimlendirilen Ulusal Yargı Ağı Projesi, devletin en temel işlevlerinden birisi olan yargı hizmetini, daha sağlıklı, daha hızlı, daha kolay, uluslararası standartlara daha uygun hale getirebilmek için yürütülen ve temelde az yukarıda çerçevesini çizdiğimiz biçimde yapılandırılan bilgi ve bilgisayar ağı üzerine kurulu olan bir proje.
Ankara Barosu olarak doğruluğuna, yararına ve işlevselliğine inandığımız ve fakat yönetime geldiğimizde Ankara Barosu olarak hazırlıksız yakalandığımız bu projeye, geride kalan bir yıl içinde hep destek verdik. Bu süreçte meslektaşlarımızın projeye uyumunu sağlayabilme yönünde yaptığımız çalışmalarda, başta Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek olmak, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Osman Bölükbaşı, Ankara Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı Sayın Yılmaz Uğurlu, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkan Vekili Sayın Ali Kaya olmak üzere, projede görevli olan yargıç, savcı ve teknik uzmanlardan çok, hem de pek çok yardım ve anlayış gördük. Kendilerine ve yine hem programın hazırlanmasına ve hem de uygulanmasına katkı yapan, projeye uyum sağlamaları amacı ile meslektaşlarımızın eğitimlerini üstlenip başarı ile yürüten, Baromuz ile Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi arasında iletişim kuran, bu amaçla özveride bulunan, emek ve mesailerini büyük ölçüde bu işe ayıran Baromuz Bilişim Kurulu Başkanı avukat meslektaşımız Sayın Özgür Eralp ve Başkan Yardımcısı Çağatay Cengiz olmak üzere, tüm kurul üyelerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, projenin başta vatandaşlarımız olmak üzere tüm Adalet Ailesine yararlı olmasını diliyorum.
Saygılarımla.
Av.V.Ahsen COŞAR
Ankara Barosu Başkanı |
Sayfadaki Dosyalar "ZIP" formatındadır. Uzantısı zip olan bu dosyaları açabilmeniz için bilgisayarınızda WinZip programının kurulu olması gerekmektedir. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder